Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29), Akdeniz bölgesine yönelik bu vizyonu hayata geçirecek TeraMed girişimi tanıtıldı.
Geçtiğimiz yıl Dubai’deki COP28’de, dünya genelinde yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına çıkarma hedefi açıklanmıştı. TeraMed girişimi, bu hedefin Akdeniz bölgesine yönelik ilk adımı olarak öne çıkıyor. Bölgedeki güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyelinden yararlanarak enerji güvenliği, sürdürülebilir kalkınma ve “adil enerji geçişi” hedefleniyor.
Girişimle, yalnızca güneş ve rüzgar enerjisinde yaklaşık 3 milyon yeni istihdam sağlanacağı ve bölgenin toplam yenilenebilir enerji potansiyelinin 4,5 TW’a ulaşabileceği ifade ediliyor.
İtalyan düşünce kuruluşu ECCO’nun Akdeniz ve Küresel Strateji Direktörü Giulia Giordano, Akdeniz’in yenilenebilir enerji alanında büyük bir avantaja sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’nin de dahil olduğu 10 ülkenin potansiyelini ele alan raporlarının, bölgenin ekonomik büyümesine ve istikrarına katkı sağlayacak bir fırsat sunduğunu belirtti. Giordano, “Türkiye, büyük bir yenilenebilir enerji kapasitesine sahip. Avrupa Birliği’nin (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması çerçevesinde Türkiye’nin sanayi altyapısı, bölgesel işbirliğiyle daha yeşil ve uyumlu bir endüstri yaratabilir.” dedi.
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç, TeraMed girişiminin Türkiye için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. Özenç, Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde katma değerli üretim ve enerji verimliliği alanlarında lider bir konumda olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi hedeflerini 2030’a kadar dört kat artırma planı, bölgesel işbirliğiyle birleştiğinde sanayi altyapısını ticari bir avantaja dönüştürmek için büyük bir potansiyel sunuyor.”