Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deki COP29 iklim zirvesinde AA’dan Emre Gürkan Abay’a açıklamalarda bulunan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) İklim Hizmetleri Direktörü Christopher Hewitt, yenilenebilir enerjideki büyümenin cesaret verici olduğunu ancak küresel ısınmayla mücadelede daha alınacak uzun bir yol bulunduğunu ifade etti.
Sera gazı emisyonlarının, iklim krizinin en büyük sorunu olarak ön planda kaldığını dile getiren Hewitt, “Bu emisyonlar atmosferdeki ısınmayı tetikleyerek buzulların erimesine ve deniz seviyelerinin yükselmesine yol açıyor. Dolayısıyla iklim krizinin önündeki en büyük engel, artan sera gazı emisyonlarıdır.” dedi.
Hewitt, küresel enerji üretim altyapılarının fosil yakıtlara dayalı olmasına karşın, yenilenebilir enerjinin dünya çapında giderek daha fazla tercih edildiğini belirtti. WMO’nun iklim durumu raporlarıyla politika yapıcılara rehberlik sağladığını ifade eden Hewitt, finansman ve emisyon azaltımı konularında daha fazla ilerleme beklediklerini kaydetti.
İklim modellemelerinde yapay zekanın katkısına da değinen Hewitt, geleneksel iklim modellerinin süper bilgisayarlar üzerinde çalıştırıldığını ve bunun enerji tüketiminin yüksek olduğunu belirtti. “Yapay zekanın sunduğu yeni yaklaşımlar, iklim modellemesine farklı bir boyut kazandıracak. Başlangıçta çok az yapay zeka kullanıyorduk, ancak bugün bu teknolojinin iklim modelleme sürecine katkı sağlama potansiyeli oldukça cesaret verici.” ifadelerini kullandı.
COP29 çerçevesinde yayımlanan “2024 İklim Durumu Güncellemesi” raporuna da değinen Hewitt, 2024 yılının kaydedilen en sıcak yıl olabileceğini belirtti. WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo ise raporda, dünya genelinde rekor seviyede yağış, sel, yoğun tropikal siklon, ölümcül sıcak hava dalgaları, kuraklık ve şiddetli orman yangınlarının “yeni bir gerçekliğin habercisi” olduğunu ifade etti.