Son 20 yılda Türkiye’nin doğal gaz ve elektrik talebinin yaklaşık 3 kat büyüdüğüne ve 2035’te 510 teravatsaate ulaşacağına dikkati çeken Bayraktar, Türkiye’nin gelecek 30 yılda enerjide net ihracatçı bir ülke olmasını hedeflediklerini aktardı.
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami düzeyde kullanılması gerektiğine işaret eden Bayraktar, Türkiye’nin enerji ithalatını düşürmek için petrol ve doğal gaz aramalarına ağırlık vererek ekonomiye katkı sağlanacağını ifade etti.
Bayraktar, elektrik piyasasında Avrupa Birliği normlarında bir yapıya kavuşulduğuna dikkati çekerek, “Daha öngörülebilir yatırım ortamı, daha güçlü bir Türkiye enerji piyasası sağlamak durumundayız. Önümüzde ısı kanunu, jeotermal kanunu, mutlaka küçük modüler reaktörlerle alakalı bir kanuni düzenleme altyapısı hedefimiz var. Bunun yanı sıra fiyatlamanın daha rasyonel olduğu, maliyet esaslı bir fiyatlamaya doğru bir hedef bizi bekliyor.” dedi.
Enerji sektöründe dijitalleşmenin akıllı şebekeler, akıllı sayaçlar, akıllı ölçüm mekanizmaları gibi sektör için önemli birçok fırsatı getirdiğine değinen Bayraktar, siber güvenliğin de dikkat edilmesi gereken konular arasında yer aldığını dile getirdi.
Bayraktar, Türkiye’nin doğal gaz ve petrolde önemli atılımlar yaptığını belirterek, Gabar’da mevcut durumda günlük yaklaşık 51 bin varil petrol üretildiğini ve 100 bin varil üretimin hedeflendiğini söyledi.
Sakarya Gaz Sahası’nda yaklaşık 7,2 milyon metreküp doğal gaz üretildiğini vurgulayan Bayraktar, 2025’in ilk çeyreğinde 9,1 milyon metreküp günlük gaz üreterek 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacının karşılanacağını ifade etti.
Enerji verimliliğine 20 milyar dolar yatırım yapılacak
Bayraktar, Türkiye’nin 2024-2030’u kapsayan dönemde enerji verimliliği yatırımlarının kamu ve özel sektörde 20 milyar doları bulacağını bildirdi.
Güçlü ve modern bir altyapıya sahip olunması gerektiğine de dikkati çeken Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:
“Elektrik iletim ve dağıtım şebekesi güçlü değilse tüm yatırımlarda büyük problem olabilir. Bu yüzden, çok güçlü bir iletim sistemine sahip olmamız lazım. Doğal gazda LNG altyapısıyla, depolama kabiliyetiyle, boru hatlarıyla, uluslararası projelerle beraber güçlü bir altyapıya sahip olmaya başladık. Kritik madenler, bakırdan nikele, kobalta, nadir toprak elementlerine kadar unsurlar da bizim mutlaka geliştirmemiz gereken, Türkiye’yi bu alanda çağa atlatacak, bir üst sınıfa getirecek en önemli alanlar olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki süreçte bu konuyla alakalı güzel gelişmeleri sizlerle paylaşmış olacağız.”
“BOTAŞ Türkiye’nin açık ara en büyük şirketi”
Bayraktar, TEİAŞ, BOTAŞ, TPAO, ETİ MADEN ve EÜAŞ şirketlerinin geçen yılki cirolarının 50 milyar doları bulduğunu aktardı.
Sadece BOTAŞ’ın cirosunun 26 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Türkiye’nin açık ara en büyük şirketi diyebiliriz. Bir önceki yıl yaklaşık 46 milyar dolarlık bir satış geliri olan BOTAŞ’tan bahsediyoruz. Bu şirketleri modern bir anlayışla klasik kamu işletmeciliği mantığından mutlaka çıkarmamız gerekiyor. Biz bu şirketleri bölgesel oyuncu, bölgesel milli şampiyonlar haline getirmek istiyoruz. Bu şirketlerimizdeki kurumsal dönüşüm, yeniden yapılandırma bizim en önemli reform alanlarımızdan. Elbette dönüşüm yapacağımız alanlardan biri de EPİAŞ, onu da karbon piyasasının içerisine katarak, karbonu fiyatladığımız bir yapıya dönüştürerek, İstanbul Finans Merkezi’nde çok daha güçlü, çok daha geniş bir kapsamda madenlerin de ticaretinin yapıldığı bir formata dönüştürmek istiyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, eylül itibarıyla yenilenebilir enerjinin elektrik kurulu gücündeki oranının yüzde 59’a ulaştığını belirterek, şöyle konuştu:
“20 yıl içerisinde Türkiye 1648 teravatsaat elektriği yenilenebilir kaynaklardan üretti. Biz bunu yenilenebilirden, hidrolik santrallerden, güneşten, rüzgardan değil de doğal gazdan üretseydik, 330 milyar metreküp doğal gaz ithal etmemiz gerekiyordu bu sürede. Doğal gaza yaklaşık 132 milyar dolar para verilmiş. Dolayısıyla, bu yenilenebiliri devreye almak suretiyle bu kadarlık doğal gaz ithalatından imtina etmiş olduk. 892 milyon ton da karbon gibi bir sorunu önlemiş olduk. Son 20 yıl bu anlamda büyük bir başarı hikayesi.”
“Yatırımcılara 70 bin megavatlık kapasite verildi”
Bugün sanayicilere tahsis edilen, yatırım sürecinde 70 bin megavatlık kapasite olduğunu ve bunun hızlı bir şekilde devreye alınması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Şu anda biz rüzgarda ve güneşte 31 bin megavata yaklaştık. Bunun iki katından daha fazla bir güç şu anda yatırımcıların elinde. Bunun yaklaşık yüzde 70’i GES, geri kalan kısmı da RES’lerden oluşuyor. Kırılımına baktığımızda ağırlıklı olarak depolama yatırımları, depolama RES ve GES’ler 34 bin megavat. Şu anda 23 bin 500 megavat sanayicilerimizin elinde lisanssız öz tüketim amaçlı bulunan kapasiteler söz konusu. 9 bin 200 megavatı EPDK’den lisans almış diğer lisanslı projeler ve 3 bin megavatlık da YEKA projeleri var. Dolayısıyla bu yatırım sürecindeki kapasite bizim en çok hızlandırmamız, en yoğunlaşmamız gereken alan.” bilgisini paylaştı.
Bayraktar, Türkiye’nin 2035’te 120 bin megavatlık rüzgar ve güneş kurulu güç hedeflediğini belirterek, “Bunun için 80 milyar dolara yakın bir yatırım ihtiyacı var ve inanıyorum ki biz bunu el birliğiyle, bütün ilgili paydaşlarla beraber, finansal kuruluşlarla, uluslararası, ulusal kuruluşlarımızla beraber, yatırımcılarımızla birlikte başaracağız. Süreçleri hızlandıran, orada da adeta bir ‘süper izin’ dediğim bir reform sürecini de en yakın zamanda hayata geçirmek istiyoruz.” dedi.
YEKA’da şartnameler rüzgarda 28 Ekim’de, güneşte 4 Kasım’da açıklanacak
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarına da değinen Bayraktar, “28 Ekim’de şartnamelerini açıklayacağız. 5 rüzgar projesi var. Bunların 2’si Sivas’ta, 1’i Edirne’de, diğer 2’si de Kırklareli’de. Yaklaşık 1200 megavatlık verimleri son derece yüksek ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izinleri mevcut. Bu sahaları ilk RES 2024 projesi olarak devreye alacağız. Güneşte 6 saha söz konusu. Bunların da ÇED izin süreçlerini işletiyoruz. Hedefimiz 2025’te de buraya geldiğimizde 2026’da takip eden yıllarda ÇED izinleri alınmış, dolayısıyla yatırımcının bir an önce yatırıma gireceği, yatırım sürecini kısalttığı bir ihale sürecini tamamlamak. Biz 2024’te 2 bin megavatla başlıyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, söz konusu projelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesinin hedeflendiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Güneşte 60 ay, rüzgarda 72 ay süresince santralinizi devreye aldığınız andan itibaren elektriğinizi sisteme satabileceksiniz. Yatırımcımıza o günkü piyasa fiyatından satma hakkını veriyoruz. Serbest piyasada fiyat 4,95 sentin altına gelirse, bunu taban olarak muhafaza edeceğiz. Santrallerin hızla devreye alınmasıyla belki bazı projelerde 3 yıl, 3,5, 4 yıl, belki 2 yıl ama bu süre içerisinde özellikle yatırım döneminde biraz daha geliri artırıcı bir modeli öngörmeye gayret ediyoruz. Ondan sonraki 20 yıllık süreçte de ihalede oluşan fiyat neyse o fiyata elektrik alım garantisini vermiş olacağız. Ama bu ihalelerde artık daha aşağı, neredeyse negatiflere gitmeyi durduruyoruz. Artık bir taban fiyat olacak. Onu da önümüzdeki hafta göreceksiniz. Taban fiyat belki 3,5 sent olacak.”
Bu süreçlerle uluslararası finansmanı çekecek bir modelin kurgulandığını ifade eden Bayraktar, “İletim bedeli bu fiyatların içerisinde olmayacak. 28 Ekim’de rüzgar için, 4 Kasım’da da güneş santralleri için detayları açıklamış olacağız. Yarışmalar için önümüzde 3 aylık bir süreç var. Ocak sonunda rüzgar, 4 Şubat’ta da güneş ihalelerini yapma suretiyle ilk yeni YEKA sürecini başlatmış olacağız.” dedi.
108 milyar dolarlık yeni bir yatırım ve reform süreci
Bayraktar, mevcut durumda yaklaşık 48 ayı bulan izin süreçlerinin de kısaltılmasını hedeflediklerini kaydederek, “Bu 48 ayı 2 yıl ve altına indireceğiz. Bu sayede bu yatırımlar çok hızlı bir şekilde hayata geçecek.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin dünyadaki en büyük iletim şebekesine sahip ülkelerden olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“75 bin kilometre iletim şebekesine sahibiz. 800’e yakın trafo merkezimiz var ve Türkiye’nin bütün komşularıyla enterkonneksiyon kapasitesi var ama bu kapasiteler ihracatta 2 bin 300 megavat, ithalatta 1360 megavat civarında. AC şebekeli 2035 için hedefimiz şu, biz yaklaşık 90 bin kilometrelik bir iletim hattına sahip olmalıyız. Yaklaşık 45-50’ye yakın yeni trafo merkezini sisteme almamız lazım. Mutlaka komşularımızda enterkonneksiyon kapasitemizi 3-4 katına çıkarmamız lazım. Dolayısıyla bu iletim altyapısındaki en önemli odaklanacağımız alanlar bunlar. İhracat kapasitemizi 6 bin 750 megavata, ithalatta da 6 bin 600 megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Bunların yanında, Türkiye’yi doğudan batıya, güneyden kuzeye 40 bin megavatlık HVDC bir hatla bağlamayı ve şebekemizi adeta şampiyonlar ligine çıkarmayı hedefliyoruz.”
Bayraktar, bunun için gelecek 11-12 yıllık dönemde 28 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı bulunduğunu kaydederek, “90 bin megavatlık yeni yenilenebilir gücü, yeni iletim şebekesi, yeni bir altyapı, yaklaşık 108 milyar dolarlık yeni bir yatırım ve reform sürecini başlatmış olacağız.” diye konuştu.